20 Ağustos 2009 Perşembe

'Bible Code' Vs Quran Code

ARŞİV 16 Haziran 2009

Kutsal kitapların her biri bir tanedir, fakat tercümeleri bir çoktur. Tercümeleri yapanlar kutsal kitaptaki bilgiler hakkında bir fikir verse de tam karşılığı değildir, tercümeyi yapanın kapasitesi, birikimi, görüşleri ölçüsündedir. Her tercümede detaylarda önemli de olmasa da farklılıklar vardır.

İncil ve Tevrat başlangıçta birer orijinal metin idi, sonraları çeşitli dillere çevrildiler, çevirenler bazen bazı hükümleri işlerine geldiği şekilde değiştirerek yazdılar, hakikatları değiştirmeye çalıştılar, kaybolan veya unutulan orijinal metinlerin yerini çeviriler aldı. Bir kitap oldu bir çok kitap. İncil'de olduğu gibi sonraları bir heyet toplandı, ancak dörde indirebildiler.

Bir başka açıdan. kutsal metinlerin doğrudan peygamberlere melekler vasıtası ile gönderildiği belirtiliyor. Örneğin bilgisayarlarda günlük hayatımızda password, şifre ve kodlar var. Şifre "beyaz" ise onun yerine "ak" yazsak program çalışmıyor mana olarak aynı olsa bile. Programın çalışması için programı hazırlayanın belirlediği orijinal passwordu yazmak gerekiyor, hatta büyük küçük harf ayrımına bile dikkat edilmeli. Tanrıdan doğrudan gelen sözler de birer code (kod) gibi. Kodlar kapılardır. Geniş mana ve işlevleri var.

Kur'an herhangi bir dilde gönderilebilirdi. Nitekim diğer kitaplar diğer dillerde gönderildi. Kuran'ın Arapça gönderildiği ise orijinal Kuran ayetlerinde özellikle belirtiliyor.

Doğru, Kuran'ın mesajlarının geniş kitleler tarafından anlaşılmaması için Türkçe çevirileri hazırlanmadı, veya kimi kesimler tarafından çevirilerin okunmamasına çalışıldı. Kur'an Kerim kutsal fakat anlaşılmasın istendi. Ancak bu kırıldı, tercümeler hazırlandı. En azından şimdi Arapça bilmesek dahi tercümelerini okuyarak Kuran'ın mesajları hakkında bilgi, fikir sahibi olabiliyoruz. Ancak orijinal yine orijinaldir, ve birdir, kalıcıdır. Tercümeler ise pek çok, günün şartlarına, bilim ve teknolojideki ilerlemelere göre devamlı güncelleniyor, gelişiyor.

Bir de İngilizlerin Osmanlı'yı yıkmak için tek çarenin Müslümanların elinden Kur'an-ı Kerim'in alınması görüşü vardı. Galiba burada kastedilen sadece Kur'an-ı Kerim'i Arapçasının okunması, günlük hayatta riayet edilmesi değildi aynı zamanda anlaşılması, tercüme ve tefsirlerinin de okunması vardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder